31 Ekim 2010

pişti kafası


Çamaşır makinası çarşafları, yastık kılıflarını yıkamaya başladı; bulaşık makinasında dünden kalan kahve bardakları temizleniyor; şişme yatak tekrar kutusuna girdi; gene tek kişilik yemekler hazırlıyor fırın. Beş kişilik bir ekibi yolcu ettim bugün, kısa süreli olsa da dolu ve dolayısıyla yorucu bir haftasonu geçirdim (pişti oynamak hiç bu kadar zor olmamıştı). Her gelen misafirle burası hakkında daha çok şey öğreniyorum, farketmediğim detayları farkediyorum, gözden kaçırdığım noktaları görüyorum. Uzun süre burada yaşayınca (11 ay uzun mu oldu şimdi?) garip gelecek durumları da olağan karşılamaya başladığımı farkettim.
En sonunda kombim düzgün bir şekilde çalışıyor, iki aylık macera mutlu sonla bitti. Üç defa gelen tesisatçılar sorunu çözemeyince, en sonunda üretici firmadan birini getirdi ev sahibim ve sonuç: kendi kendine, kafasına esince kapanmayan ve beni gecenin köründe donmak zorunda bırakmayan bir kombi. Kışa kafam rahat giriyorum ama hala korkuyorum. Bir de yüzyılın soğuğu gazı varken etrafta, atkı ve eldivenden daha fazlasına ihtiyaç duyacak olmaktan korkuyorum. Neyse ki zor günler için de gizli bir silahım var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder