2 Kasım 2011

rahatsız



Irak'ın işgalinin üzerinden yıllar geçtikten sonra, çocuğunun soracağı "Savaşta ne yaptın baba?" sorusuna cevap olması için aynı isimli kitabı hazırlamıştı Can Dündar. Siyasetçiler seyirci kaldıklarını, tüccarlar silah sattıklarını, borsacılar kar ettiklerini söylerken; Can Dündar cevap olarak bu kitabı sunacak çocuğuna.

Olur da benim çocuğum, "Hrant Dink öldürüldüğünde, Akkuyu'ya nükleer santral kurulduğunda, Türkiye en çok terörist mahkuma sahip ülkeye dönüştüğünde, 13 yaşındaki bir kızın kendi rızasıyla 26 kişinin tecavüzüne uğradığı yargı tarafından teyit edildiğinde, sen ne yaptın baba?" diye soracak olursa... Sormaz umarım.. Lütfen sormasın..

Her sabah birbirinden rezil haberler okuyarak başlıyorum güne ve hepsi de okunduğu ile kalıyor. Bu rezalete son vermenin elimde olmadığının farkındayım. Hrant Dink'in ölümünde on binler yürüdü de ne oldu; bir kişiye kalacak ihaleyi üçe pay ettiler. Nedim Şener'in her duruşmasında adliye önüne giden bir düzine milletvekili var da ne oluyor; "Nedim yetmez, Zahit'ten boşalan yere Ragıp'ı alalım" deniyor.

Tepki gösterememenin başka bir ülkede olmakla bir ilgisi yok. Türkiye'de iken de bir defa olsun Cumartesi Anneleri'nin yanında beş dakika geçirmedim, ücretsiz eğitim hakkı için kurulan masalara uğrayıp bir imza vermedim maalesef. Bu ayıbın farkına varmamım nedeni yurtdışında yaşayıp araya biraz mesafe koymam mı, yoksa ülkeye egemen düşünce yapısının her yeni gün mantık sınırlarını zorlaması mı bilemiyorum. Kısacası, vicdanım hiç mi hiç rahat değil. Yıllar sonra, olur da biri o duymayı hiç istemediğim soruyu sorarsa, umarım o güne kadar verecek bir cevabım olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder