8 Kasım 2011

Hey kid, you want a toothpick?


Şehir efsanelerine konu olan Amerika'daki trajikomik davaların arasına yeni bir hukuk mücadelesi daha eklenmiş durumda: Drive filminin fragmanını görüp filme gitmeye karar veren Sarah Deming, yeteri kadar araba sahnesi olmamasını ve fragmanın kendisini yanlış yönlendirdiğini öne sürerek filmin yapımcısını mahkemeye vermiş. Bu kendine güven, çok daha faydalı aksiyonlara yönlendirilebilir aslında. Ama Sarah'nın hakkı var; Drive bir araba takip hikayesi değil, bir yarışçının hikayesi bile değil. Doğasını yok sayarak, nehrin karşısına ulaşmaya çalışan bir akrebin hikayesi. [Filmi izlemeden (bir an önce izlemen gerek) yazının devamını okumayın lütfen]


Filmden çıktıktan sonra ilk düşündüğüm, ismini öğrenmediğimiz sürücünün, hikayenin başındaki ile aynı durumda olduğuydu. Aslında film, sürücüyü bıraktığımız noktadan başlıyor bir nevi. Anlatılan hikayenin bir başka versiyonunu, bir başka şehirde yaşamış ve Los Angeles'a yeni baştan başlamak için kaçmış bir aykırıyı izliyoruz perdede. Sürücünün geçmişinin ne bizimle, ne de diğer karakterle hiç bir şekilde paylaşılmaması bundan belki de; bilinmesinin kimseye bir yararı olmayacak, sürücünün yazgısı değişmeyecek. Filmin sonunda yeni bir başlangıca göz kırpıyor aslında, yeni bir hayata uyanıyor, kim bilir kaçıncı defa.

Neden Irene'e geri dönmediğinin cevabı da burada saklı sanki. Doğasını (kurbağayı sokmasını) ve yazgısını (beraber boğulmalarını) degiştiremeyeceğinin farkında olan sürücü (akrep), Irene'e (kurbağaya) zarar vermeden ondan uzaklaşmakta buluyor çözümü. Bir yandan da, asansörde geçmişinden bir parça gösterdiği Irene'den, kim olduğunu daha fazla saklayamayacağı gerçeği yüzünden vazgeçiyor belki de.


Filmin hikayesinde çok ince işlenmiş detaylar bulmak mümkün, tıpkı yönetmenin sinematografisi gibi. Yavaş çekimler, ışık oyunları, acelesi olmayan sahneler, soundtrack... Requiem for a Dream'in karanlığı ile müzikleri ne kadar uyumlu ise, Drive'daki parça seçimleri ile filmin ruhu da aynı paralelde gidiyor bence. Ryan Gosling ve diğer oyuncuların performanslarıyla beraber, son zamanlarda izlediğim en etkileyici film kesinlikle.

1 yorum: