17 Ağustos 2010

Mutfakta bariz biri var..

Ailenden koparak ayrı bir eve çıkmanın getirdiği zorunluluklardan biri, karnını doyurmayı öğrenmek. O ana kadar sadece sofraya çağrılmayı ya da tabağının doldurulmasını beklerken; artık senin ocağı yakman, tavukları kuşbaşı kesmen ya da soğanları doğraman gerekiyor. Boğaziçi'nde yaşarken annemin sırtından geçinmeye devam etmiştik; her pazar dolu kapları, her cumartesi boş bir şekilde geri getirdim Soyak'a. Gene de bir kaç hareket öğrendik üçümüz de bu dönemde. Buraya geldikten sonra ise, makarna-pilav-et üçgeninde geçen yaklaşık bir aydan sonra bünye bu işe dur demeye başladı. Hele bir de buranın o kırmızı etlerinin tadı ve kokusu yok mu, et tarafında da bir tek tavuğa kaldım bu yüzden.. İkinci aydan itibaren, ufak denemelerle kendi çapımda mutfağa bir hareket getirmeye çalıştım, fena da sonuçlanmadı gibi. Bu ay ise, en sonunda aldığım ve hediye gelen yemek kitapları ve yüzyılın icadı, her bekar evinin dostu, canımın içi Tefal Actifry'ın yardımlarıyla yemek konusunda kocaman bir adım attım. Artık domates soslu köfteler, fırında somon, patlıcan kızartmaları, yoğurt çorbası, tas kebabı (actifry!) ile mutfakta yer yerinden oynamaya başladı. Tutabilene aşkolsun.

2 yorum:

  1. burdan atıp tutma, biz de görelim gelince.. bu haftasonu sıra sende..

    YanıtlaSil
  2. hahaha "bekarlar-yeni evliler-öğrenciler için" yemek kitabı aldım ben Ilgaz'a götürdüm orda bıraktım ama duyduğuma göre hala kolideymiş :D gel yemek yap artık sıcak yemek istiyorum diyor,siz erkeklerrrr :)

    YanıtlaSil