31 Ocak 2010

IFFR


İstanbuldaki sinemaseverler !f heyecanına kapılmaya başlamışken burada Rotterdam Film Festivali start aldı. Bir saat mesafedeyken görmemek olmaz diye cumartesi günü düştük yollara. Şehir 27 ocak – 7 şubat arası sürecek bu organizasyona odaklanmış durumda neredeyse. Tren garından çıktığınızda sizi film festivalinin “Kaplan”ı karşılıyor, festivalin merkezine giden yollar işaretlenmiş durumda, sokak lambalarına ve mağazalara festivalin afişleri yapıştırılmış vs. Bir nevi şehir bu 10 gün boyunca sinema ile yatıp kalkıyor. Festival hakkına sadece bir güne dayanan notlarıma gelirsek:
-          -  Aldığınız biletlerde koltuk numarası yok. Avrupanın göbeğinde kıçı boklu gezmelerinin nasıl bir mantığı yoksa, Hollandalılar’ın koltuk numarası konseptinden habersiz olmalarının da herhangi bir mantığı yok. Sinemalar Easyjet mantığı ile çalışıyor, önce gelen istediği yere oturuyor.
-          -  Filmler saatinde, reklamsız bir şekilde başlıyor. İstanbul Film Festivali’ndeki gibi her film öncesi  10 dakika aynı reklamları izlemekten sıkılmıyorsunuz. (!f’te de reklam var ama onların jenerikleri süper oluyor, pikeden yapılmış hapisten kaçan yaratığı kim sevmedi ki?)
-          -  Filmler 24 sinema salonunda gösteriliyor ve bütün sinemalar merkezde. Bir filmden çıkıp diğerine yetişememe derdi yok neredeyse.
-          -  Istanbul’daki film festivallerinde mutlaka ingilizce altyazı olurdu diye hatırlıyorum. Burada sayıca az da olsa, bazı filmlerde sadece dutch altyazı mevcut.
-          -  Bir de güzel bir uygulamaları var: Her filme girişte bir kağıt parçası veriyorlar, üzerinde 1-5 arası notlar yer alıyor ve çıkışta filme not vermenizi istiyorlar. İstediğiniz notun bulunduğu kısmı yırtıyorsun ve çıkışta bunları topluyorlar. Sonuçta bunlar “seyircinin tercihi” tarzında bir yarışmada kullanılıyor mu bilmiyorum ama bence eğlenceli bir düşünce.
Bu arada; izlediğim filmler: Toad’s Oil (7/10), Air Doll (8/10).  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder