16 Ekim 2012

Radiohead

Radiohead - Ziggo Dome@Amsterdam - 14.10.2012 - 65 €


Alman’da okumuş bir çok kişinin hayatına girmiştir Radiohead. Kimi kaset/CD’lerinin peşinde koşarken kapılmıştır gruba, kimi de 98’deki acı olaydan sonra öğrenmiştir isimlerini. Okulun -en azından bir bölümünün- ruhuna uygun fon müziğini yaparlardı bana göre; hayata daha melankolik bakan, kendine ve hayatına sorduğu sorulara cevap arayan, akıp giden zamanın getirdiği cevaplarla yetinmek istemeyenlerin fon müziğini.

Artık psikolojik otuz yaş sınırının kıyısına kadar gelmişken, on beş sene öncesinin ruh hali oldukça uzak gözüküyor bana. O zamanlar sorduğum soruların bir kısmının cevabını buldum, bir kısmını sormayı bıraktım, bir kısmının cevabını duymaktan korkar oldum. Gene de hafızayı tazelemek, soruların üstünden tekrar geçmek için Radiohead konserinden daha güzel bir fırsat olamazdı heralde.


Biletleri Mart’ta satışa çıktığı gün yarım saat içinde tükenen konser öncesi beklenti çıtasını her geçen gün biraz daha aşağı indirmiştim: Yeni albüme bir türlü ısınamamıştım, setlist’te bu albümün ağırlığı çok fazlaydı, eskilere pek uğramıyorlardı, bir hafta önce grubu izlemiş olanlar “yaşlanmışlar, performansları kötü” diye etrafta dolaşıyordu. Konserden hiç bir şey beklemeden, sadece Radiohead’i izlemeye gitmeye karar verdim ben de.

Bloom ile başlayıp Idioteque ile biten konser, bu sene izlediğim en iyi konserlerden biriydi kesinlikle. Belki beklentiyi düşük tutmak, belki grubun performansı, belki de sadece Radiohead olması. Evet, son albüme ağırlık verdiler ama bunların setlist içindeki dağılımı, araya serpiştirilen klasikler, grubun harika canlı performansı, Thom Yorke’un enerjisi, şu ana kadar gördüğüm en minimalist ve etkileyici ekran sistemi, Karma Police, There There, hatta her konserde konuşarak kafa siken Hollandalı'ların bu konserdeki sessizliği… Radiohead konserinden çıktıktan sonra kendimi bu kadar iyi hissedeceğimi asla tahmin edemezdim.

Ortaokul yıllarına kadar uzanıp bugüne geri gelince farkediyorum ki Radiohead’de bizim gibi değişiyor; onlar da bazı soruları sormayı bırakıyor, farklı sorular sormaya başlıyor, belki de on beş sene önce verdikleri cevabı silip diğer şıkkı işaretliyorlar. Fon müziği olarak Street Spirit'in çaldığı bir hayat ile Morning Mr Magpie çalan hayat arasındaki fark da bundan kaynaklanıyor heralde.

I Might Be Wrong
Climbing Up The Walls
Jigsaw Falling Into Place
Karma Police
There There


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder