26 Şubat 2012

bahar, kahve ve gelecek planları



Büyük konuşmak istemem ama bahar, ayak başparmağını kapının eşiğinden uzattı burada. Evimin karşısındaki Sarphatipark'daki ördekler, gölün buz tutmuş yüzeyinde turlamak yerine kim ekmek atarsa o tarafa doğru yüzmeye başladılar. Sokakta bere takana da daha az rastlanır oldu. Henüz ağaçlar hala çıplak ama onların da heyecanlandığı belli oluyor. Soğuk havanın yerini yağmura bırakacağı bir dönem yaklaşıyor sanırım.

En sonunda gittim bir french press aldım kendime. Evde kahve yaparken italyanların espresso aletini kullanıyordum ama onunla da bir fincan içtikten sonra çarpıntıdan çarpıntıya koşuyor insan. Americanoya dönüştürmek de çözüm değil. Dün french press'imle içtiğim kahveden sonra farkettim ki; kahve dediğin dibi görünmeyen koca bi fincanda duracak, öyle iki yudumda bitmeyecek. Madem filtre kahve sektörüne girdim, bunu başı boş bırakmak olmazdı, yanına mutlaka bir şey lazımdı. Cevizli ve bitter çikolatalı brownie ile ekibi tamamladım. Son iki kek denememdeki hüsrandan sonra bu sefer oldu diyebiliyorum.

İki seneden beri uzun vadeli bir plan yapmamaya çalışıyorum, akışına bırakmak en iyisi. Onun yerine kısa dönemli hedeflerle günleri devirip duruyorum. Önümüzdeki günlerin ilk check-point'i 6 nisan paskalya tatili, bir aydan fazla bir zaman :( ondan sonrası biraz daha rahat gibi: 30 nisan queen's day, 15 mayıs cma, haziran başı istanbul. Haziran sonunu da şimdiden bağlamaya çalışıyoruz, görücez bakalım :)

2 yorum: