13 Mayıs 2011
en trajik benimkisi
Geçtiğimiz cumartesi Dünya Basın Fotoğrafları sergisine gittik. 2010 yılında foto muhabirler tarafından çekilmiş ve World Press Photo Foundation tarafında ödüllendirilmiş fotoğraflar Oude Kerk'de sergileniyordu. Fotoğrafların hemen hepsine vakfın resmi sitesinden erişebiliyorsunuz. Sergide sergilenen fotoğraflar konusunda dikkat çeken birbiriyle alakalı iki nokta var bence: Fotoğrafların çekildiği coğrafyaların dağılımı ve fotoğraflara hakim olan genel hava. Ödül kazanan fotoğrafların 1/3'ü Afrika kıtasında, 1/3'ü sefalet içinde yaşayan, Pakistan gibi halkının çoğunluğu müslüman olan ülkelerde çekilmiş. Bununla bağlantılı olarak fotoğrafların büyük bir kısmında dramatik sahneler ön planda.
Gelişmekte olan ya da gelişmek için daha uzun bir yolu olan ülkeler bu dramatik sahneler açısından cennet gibi. Sel sularından kurtulmaya çalışan insanlara; açlıktan baygın bir şekilde, üzerinden sinekler gezinirken uyumaya çalışan çocuklara; ilkel araçların tek yöntem olduğu kürtaj masalarına yatan kadınlara batılı ülkelerde rastlayamıyorsunuz doğal olarak. Tamamen kişisel görüşüm; bu sergiyi gezen batılı insanlar da (muhtemelen ben de dahilim bu gruba) sanki hayvanat bahçesinde kafeslerin arkasındaki egzotik hayvanları izlermiş gibi bu fotoğrafların önünden geçiyorlar; dünyanın ne kadar da boktan bir yer olduğunu ve kendisinin kafesin dışında doğarak ne kadar da şanslı olduğunu düşünüyorlar heralde.
Bu fotoğraflar insanın haber alma özgürlüğünün bir parçası değil mi? Bu fotoğraflar çekilmese, bu trajedilerden habersiz kendi halimizde yaşamaya devam etmeyecek miyiz? Fotoğraflarda anlatılan hikayelere gözümüzü kapamak daha etik dışı değil mi? Başkalarının trajedilerini yarıştırıp ödül peşinde koşmak neden? (bu yarışmada ödül alan bir foto muhabir kariyerinde büyük bir sıçrama yapmış çoğunlukla.) Afrika ve sefalet içinde yaşayan ülkelerin geleceği için az da olsa umut var mı? Bu sergi ve diğerleri Batılılar'ın vicdanını rahatlatmak için bir araç görevi görmüyor mu? Bu serginin ahlaksızlık örneği olduğunu da söylemiyorum ancak masum olduğunu da iddia edecek durumda değilim. Kafam karışık biraz.
Sergi önümüzdeki eylül ayında İstanbul'a da gelecek. Kendi gözlerinizle görüp değerlendirin derim.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder