30 Kasım 2009

Büsas avrupanın dört köşesinde


Geldiğim gibi kendimi dışarı atıyorum. Daha işe başlamama bir hafta var, tadını çıkarmalı bu günlerin. Dün akşam görmüştüm zaten hepsini; Murat, Berker, Irmak, Deniz, Togay, Pınar... Hollanda’da büsas buluşmasına gelmişim gibi.. Herkes birbirini bulunca günler hep beraber geçiriliyor doğal olarak.. Büsaslı deniz özlemi de çeker elbet. Hollanda’daki ikinci günümde yolculuk Scheveningen’e.. Soğuk Scheveningen’de (ülkenin sıcak herhangi bir noktası varmış gibi...) ayakkabıları çıkarma şovuna kimse cesaret edemeyince kalacak yerlerimize (ev demek isterdim ama benim pijamalarım otelde) geri dağılıyoruz.

29 Kasım 2009

Welcome to Amsterdam


Bir gün öncesine kadar her akşam başkalarıyla içmece şeklinde lay lay lom takılıyordum. Cumartesi gelince bünye bir dur dedi duruma, hafiften bir iştahsızlık verdi önce (bir Aydın klasiği), sonra biraz uzaklara dalıp gitme efekti... Yavaştan kıvama gelmiştim.. Uçakta da düşüncelerin birbirini kovaladığı bir brainstorming seansı... (Nereye gidiyorum ben? Ya işi sevmezsem? Bir bisiklet kaç paradır? Elektriği açtırmak için nereye başvurucam? ) Bunların hepsi havaalanından çıkıp da beni karşılayan Murat ve Berker’i görünce kayboldu tabii.. 20 kilo bagaj fazlası – 100 Eur, daha ilk saniyeden tanıdık iki yüz görmek – paha biçilemez..