16 Temmuz 2011

Az kaldı..



Yusuf Pansiyon’da odayı tuttuğumdan beri içim içime sığmıyor. Sanki yola yarın çıkacakmışım gibi; yüzümde belli belirsiz bir tebessüm, kafamda çarşının sokaklarının hayali… Bu sene de yolumu düşürüyorum Kaş’a. Belki sadece iki günlüğüne ama gene de heyecanlanmaktan alıkoyamıyorum kendimi. Bir türlü çözemiyorum bu gizemi, anlayamıyorum kasabanın üzerimdeki etkisini. Büyünün bozulmamasi için çok da kurcalamamak gerekiyor belki de.
Kısa zamanda çok işler başarmak istediğimiz için rotamızı bir de Fethiye’ye düşüreceğiz. Benim için bilinmeyen bir coğrafya ama tek başına Ölüdeniz'i düşünmek bile heyecanlandırıyor insanı.
Son iki haftadır bulutlu bir gökyüzünün altında, son 5 gündür de, sonbaharı bitirip kışa merhaba diyen bir havayla yaşadığım için tatil ve güneş daha bir anlam kazandı gözümde. Önümdeki iki haftanın bir an önce bitmesini ve koşar adımlarla tatilime kavuşmanın hayaliyle yaşıyorum her günümü.
Bu senelik tatil kotasını doldurmuş olanlara geçmiş olsun, benim gibi yakında tatile çıkacaklara ise biraz daha sabır diyorum.